Şu an buradasınız: Yazar > Damad Efendi - Şeyhizade | Yazar No : Y- 4863 |
Yazar Detayı | Yazar No : Y- 4863 |
|
![]() |
Yazara ait | Kitaplar | E-Kitaplar | Makaleler | Åžiirler | Hikayeler | Fetvalar |
Yazar Hakkındaki | Tanıtım Kitapları | Tanıtım Makaleleri |
Yazarın E-Kitapları | |||||
|
Yazarın Makaleleri | |||||
|
Yazarın Şiirleri | ||
Yazarın Hikayeleri | ||
Yazarın Fetvaları | |||||
|
Yazar Hakkındaki Tanıtım Kitapları | |||||
|
Yazar Hakkındaki Tanıtım Makaleleri | |||||
|
Hayat Hikayesi |
Damad Efendi - Åžeyhîzâde Osmanlı âlimi. Babası Gelibolulu Åžeyhî Mehmed Efendi’ye nisbetle Åžeyhîzâde diye ÅŸöhret bulmuÅŸtur. Åžeyhülislâm Hoca Abdürrahim Efendi’nin damadı olduÄŸu için Damad Efendi olarak da bilinir. Dedesinin adı Süleyman’dır. KardeÅŸi Åžeyhîzâde Åžerif Mehmed Efendi de ulemâdan olup müderrislik yapmıştır. Åžeyhîzâde Abdurrahman uzun süre Åžeyhülislâm Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi’nin mülâzemetinde bulundu. 1050 yılının Rebîülâhirinde (Temmuz 1640) Merdûmiye Medresesi’ne müderris tayin edildi. Åžâban 1052’de (Kasım 1642) Åžeyhülislâm Hüseyin Efendi Medresesi, Muharrem 1056’da (Åžubat 1646) Kasım PaÅŸa Medresesi müderrisliÄŸine nakledildi. Aynı yılın ÅŸâban (eylül) ayında getirildiÄŸi Selânik kadılığından Rebîülâhir 1057’de (Mayıs 1647) azledilerek ÅŸevval (kasım) ayında Edirne kadılığına gönderildi. Rebîülâhir 1058’de (Mayıs 1648) Edirne kadılığından azledildi ve Safer 1061’de (Åžubat 1651) Boyabat kazası kendisine arpalık olarak verildi. Åževval 1065’te (AÄŸustos 1655) İstanbul kadısı oldu. Åžâban 1066’da (Haziran 1656) yine azledilip Balıkesir kazası arpalık olarak verildi. Receb 1071’de (Mart 1661) ikinci defa İstanbul kadılığına getirildi. Åževval 1072’de (Mayıs 1662) Anadolu kazaskerliÄŸine tayin edildi. Åževval 1073’te (Mayıs 1663) emekli oldu ve kendisine Hezargrad kazası arpalık olarak verildi. Cemâziyelevvel 1076’da (Kasım 1665) ikinci defa Anadolu kazaskerliÄŸine ve Muharrem 1077’de (Temmuz 1666) Rumeli kazaskerliÄŸine getirildi. Aynı yılın ÅŸâban ayında azledilerek Tırlova ve Sahrâ kazaları arpalık olarak verildi. Rebîülevvel 1078’de (AÄŸustos 1667) vefat etti ve Edirnekapı dışındaki Emîr Buhârî Tekkesi’nin civarında defnedildi. Mezarının KemalpaÅŸazâde’nin mezarının yakınlarında bulunduÄŸu belirtilir. Mezar taşında, “Bir gedâ çıktı dedi târîhin/Rabbenâ kıl makamını cennet” tarih beytinin yazılı olduÄŸu kaydedilir. Åžeyhîzâde Abdurrahman’ın özellikle fıkıh bilgisi yanında üstün ahlâkıyla tanındığı belirtilir. Malının üçte birini vasiyet ederek Hüsrev Bey Mescidi’ni camiye çevirmiÅŸtir. Åžeyhîzâde Abdurrahman’ın Mecmau’l-enhur fî ÅŸerhi Mülteka’l-ebhur adlı meÅŸhur eseri İbrâhim b. Muhammed el-Halebî’ye ait kitabın ÅŸerhi olup ÅŸârihin lakabına nisbetle Dâmâd ismiyle tanınmıştır. Eserin giriÅŸinde Åžeyhî Mülteka’nın muhtelif ÅŸerhlerinin yapıldığını, ancak bunlardan bazılarının çok kısa olup anlaşılamadığını, bazılarının ise çok uzun olduÄŸunu kaydederek yeterince izahat vermekle birlikte fazla ayrıntıya girmeyen bir ÅŸerh kaleme almayı hedeflediÄŸini belirtir. Geleneksel ÅŸerh usulünün takip edildiÄŸi eserde Hanefî mezhebine ait görüÅŸlerin yanında zaman zaman diÄŸer mezheplerin görüÅŸlerine de iÅŸaret edilir. I. cildi 14 Zilkade 1070 (22 Temmuz 1660), II. cildi 19 Cemâziyelâ-hir 1077 (17 Aralık 1666) tarihinde Edirne’de tamamlanmıştır. Mülteka’nın en yaygın ÅŸerhlerinden olan Mecmau’l-enhur Osmanlı döneminin temel fıkıh metinleri arasında önemli bir yere sahiptir. Mecelle’nin hazırlanmasında sıkça baÅŸvurulan kaynaklardan olup Mecelle’deki 270 maddenin tamamen ve yaklaşık seksen maddenin kısmen Mülteka ve Mecmau’l-enhur’dan alındığı belirtilmektedir (Has, A Study of Ibrahim al-HalabÄ«, s. 337-345; DİA, XXXI, 551). Eserin müstakil halde ve Haskefî’nin ed-Dürrü’l-münteka adlı Mülteka ÅŸerhiyle birlikte birçok baskısı yapılmıştır (meselâ: I-II, İstanbul 1240, 1241, 1252, 1264, 1273, 1287, 1292, 1300, 1310, 1329; Kahire 1298; nÅŸr. Halîl İmrân el-Mansûr, I-IV, Beyrut 1419/1998). Kaynaklarda bazı eserlerin isim benzerliÄŸinden dolayı Åžeyhîzâde Abdurrahman’a nisbet edildiÄŸi görülmektedir. Serkîs ve Ziriklî tarafından kendisine izâfe edilen, sonraki kaynaklarda ve bazı kütüphane kataloglarında bu ÅŸekilde kaydedilen (Serkîs, II, 1170-1171; Mucemü’l-mahtûtâti’l-mevcû-de, II, 773; DİA, XXVIII, 174), Mâtürîdîler ile EÅŸ‘arîler arasındaki ihtilâflı akaid konularının ele alındığı Nažmü’l-ferâid ve cemu’l-fevâid, Bafra müftüsü Åžeyhzâde Abdürrahim b. Ali el-Amâsî’ye aittir (Osmanlı Müellifleri, I, 334; Özel, s. 132). Bu eserin matbu nüshalarında da (İstanbul 1288; Kahire 1317) müellifin adı Abdürrahim b. Ali Åžeyhzâde diye kaydedilmiÅŸtir. Yine Åžeyhîzâde Abdurrahman’a nisbet edilen Åžerhu Kasîdeti’l-Bürde (Abdullah Muhammed el-HabeÅŸî, I, 465) ve HâÅŸiye alâ Envâri’t-tenzîl (a.g.e., I, 330) Åžeyhzâde Muhyiddin Mehmed Kocevî’ye (ö. 950/1543) aittir. |
Dipnotlar | ||
Hocaları |
Öğrencileri |
Eserleri | ||
1. Mecmaul Enhur fi Şerhi Mültekal Ebhur |
H. Bilgi Kaynakları | ||
Yazara Ait Ses Dosyaları | |||||
|
Yazara Ait Videolar | |||||
|
Yazara Ait Görsel Eserler | |||||
|