Şu an buradasınız: Yazar > Sehl et Tüsteri | Yazar No : Y- 4858 |
Yazar Detayı | Yazar No : Y- 4858 |
|
![]() |
Yazara ait | Kitaplar | E-Kitaplar | Makaleler | Åžiirler | Hikayeler | Fetvalar |
Yazar Hakkındaki | Tanıtım Kitapları | Tanıtım Makaleleri |
Yazarın Kitapları | |||||
|
Yazarın E-Kitapları | |||||
|
Yazarın Makaleleri | |||||
|
Yazarın Şiirleri | ||
open why women cheat on husbands how many guys cheat |
Yazarın Hikayeleri | ||
women cheat on their husbands husband cheated unfaithful wife |
Yazarın Fetvaları | |||||
|
Yazar Hakkındaki Tanıtım Kitapları | |||||
|
Yazar Hakkındaki Tanıtım Makaleleri | |||||
|
Hayat Hikayesi |
Sehl et-Tüsterî Ebû Muhammed Sehl b. Abdillâh b. Yûnus b. Îsâ b. Abdillâh b. Refî‘ et-Tüsterî (ö. 283/896) Sûfî ve müfessir. 203 (818) yılında İran’ın güneybatısındaki Hûzistan eyaletinin Tüster (Åžüster) ÅŸehrinde dünyaya geldi. Bazı kaynaklarda doÄŸum tarihi olarak 200 (815) ve 201 yılları da zikredilir (İbnü’l-Esîr, VIII, 582; İbn Hallikân, II, 150). Bir oÄŸlu olduÄŸu kaydı dışında (Hücvirî, s. 474) ailesiyle ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Hayatına dair bilgiler çoÄŸunlukla menkıbe niteliÄŸindedir. Dayısı Muhammed b. Sevvâr’ın telkin ve teÅŸvikiyle çocukluk çağında tasavvufa yöneldi. On üç yaşında iken muhtemelen “sücûd-i kalb” konusunda bilgi almak için Basra’ya gitti. Burada görüÅŸtüÄŸü âlimlerden tatminkâr bir cevap alamayınca 216 (831) yılı civarında Abadan’a geçti. Abadan’da Ebû Habîb Hamza b. Abdullah el-Abadânî’den aldığı bilgiler onu rahatlattı; bir süre hizmetinde bulunup ilim ve feyzinden istifade etti. Ardından memleketi Tüster’e döndü. Muhtemelen 219’da (834) yılında hacca gitti ve bu sırada Zünnûn el-Mısrî ile tanışma fırsatı buldu. YaÅŸadığı dönemde Hûzistan bölgesinde Abbâsîler ile Saffârîler ve Zencîler arasındaki iktidar mücadelelerine tanık olan Sehl et-Tüsterî 263 (877) yılında Basra’ya yerleÅŸmek zorunda kaldı. Memleketinden ayrılışı bazı kaynaklarda siyasî ÅŸartlardan çok dinî-mezhebî sebeplere dayandırılmıştır. Bir rivayete göre melekler, cinler ve ÅŸeytanlarla konuÅŸtuÄŸunu iddia etmesi üzerine halkın tepkisini çekmiÅŸ ve bu yüzden Basra’ya gitmiÅŸtir (Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, s. 192). DiÄŸer bir rivayete göre ise, “Kulun her nefeste tövbe etmesi farzdır” demiÅŸ, bu söz onun mânevî ilimlerdeki ÅŸöhretini kıskanan fıkıh âlimlerinin tepkisini çekmiÅŸ ve aleyhinde yürütülen faaliyetle memleketinden ayrılmak zorunda kalmıştır (Münâvî, I, 634). Sehl et-Tüsterî Muharrem 283’te (Mart 896) Basra’da vefat etti. Bazı kaynaklarda 233 (847), 273 (886) veya 293 (906) yılında öldüÄŸü zikredilirse de bunların doÄŸru olma ihtimali zayıftır (Böwering, The Mystical Vision, s. 73-74). İbn Battûta, 726 (1326) ve 748 (1347-48) yıllarına rastlayan iki seyahati sırasında Basra’da onun kabrini gördüÄŸünü kaydeder. Dayısı Muhammed b. Sevvâr, Ebû Habîb Hamza b. Abdullah el-Abadânî ve Zünnûn el-Mısrî hocaları arasında zikredilir. Ayrıca dayısı vasıtasıyla Süfyân es-Sevrî, Ebû Amr b. Alâ, Mâlik b. Dînâr, Süfyân b. Uyeyne, Eyyûb es-Sahtiyânî ve Ma‘rûf-i Kerhî de hocaları arasında gösterilir. Sehl et-Tüsterî kelâm ve tefsir gibi ilimlerde söz sahibi olmakla birlikte daha çok sûfî kimliÄŸiyle ÅŸöhret bulmuÅŸtur. Menkıbelerinden anlaşıldığına göre uzun yıllar çetin bir riyazet ve zühd hayatı yaÅŸamış, “sûfîlerin ÅŸeyhi” unvanıyla anılmasının yanında (Yâfiî, II, 149) verâ ve takvâ sahibi bir ÅŸahsiyet olarak nitelendirilmiÅŸ, çevresindeki insanlara ÅŸefkat ve merhametle yaklaÅŸmayı ilke edindiÄŸi, konuÅŸmaktan çok düÅŸünmeyi sevdiÄŸi belirtilmiÅŸtir. Kaynaklarda birçok kerametinden söz edilmekle birlikte kendisi kötü huyların iyiye dönüÅŸtürülmesini en büyük keramet olarak görür (Tefsîrü’l-Kur’âni’l-’azîm, s. 163). Åžeriatla hakikati uzlaÅŸtıran bir sûfî diye nitelendirilen Sehl et-Tüsterî tasavvuf anlayışını Kur’an’a sarılmak, sünnete uymak, helâl lokma yemek, eziyetten kaçınmak, günahlardan uzak durmak, tövbe etmek ve hakları yerine getirmek ÅŸeklindeki yedi esas çerçevesinde özetlemiÅŸtir (Sülemî, s. 210). İbnü’l-İmâd onun tasavvufî meÅŸrebinin daha çok MelâmetîliÄŸe benzediÄŸini söyler (Åžeźerât, II, 183). Çok sayıda öÄŸrenci ve mürid yetiÅŸtiren Sehl et-Tüsterî’nin en meÅŸhur öÄŸrencisi Hallâc-ı Mansûr’dur. Hallâc on altı yaşında iken iki yıl boyunca onun hizmetinde bulunmuÅŸtur. Ebû Muhammed el-Cerîrî, Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Müzeyyin, Ebü’l-Hasan Ömer b. Vâsıl, Hasan b. Ali el-Berbehârî ve Ebû Yûsuf Ahmed b. Muhammed es-Siczî de onun öÄŸrencileri arasında zikredilebilir. Bunların dışında Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Sâlim el-Basrî, Sehl et-Tüsterî’nin en sadık öÄŸrencisi ve müridi olarak bilinir. İbn Sâlim hem uzun yıllar boyunca hocasının hizmetinde bulunmuÅŸ hem de onun kelâm tasavvuf öÄŸretisinin râvisi olmuÅŸtur. Kaynaklarda Sehl et-Tüsterî’ye Sehliyye adıyla bir fırka nisbet edilir. Sehliyye zaman içerisinde çeÅŸitli kollara ayrılmıştır. Bunlardan biri Ebû Bekir b. Hevvâr el-Batâihî’ye (IV./X. yüzyıl) nisbet edilen Hevvâriyye’dir. Adını Ebû Abdullah İbn Sâlim ile oÄŸlu Ebü’l-Hasan İbn Sâlim’den alan Sâlimiyye de Sehliyye’nin bir kolu veya uzantısı sayılabilir. IV. (X.) yüzyılda Basra’da daha çok Mâlikîler arasında yayılmış bir tasavvufî kelâm ekolü olan Sâlimiyye baÅŸta Ebû Tâlib el-Mekkî olmak üzere birçok mutasavvıfı etkilemiÅŸtir. Öte yandan bu ekole ait belli baÅŸlı fikirler Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ gibi Hanbelî-Selefî çizgideki bazı âlimler tarafından reddedilmiÅŸtir (bk. SÂLİMİYYE). Sehl et-Tüsterî’nin mezhebî kimliÄŸi hakkında farklı deÄŸerlendirmeler vardır. Abdülkahir el-BaÄŸdâdî kendisini Sünnî mutasavvıflar arasında saymıştır. Nitekim rü’yetullah, halku’l-Kur’ân, kazâ ve kader gibi konularla ilgili görüÅŸleri onun Sünnî bir sûfî olduÄŸunu ortaya koymaktadır. Öte yandan çaÄŸdaÅŸ bazı araÅŸtırmacılar Sehl et-Tüsterî’nin fıkıhta Hanefî olduÄŸunu ileri sürmüÅŸtür. Ancak Mâlikî olma ihtimali çok daha kuvvetli görünmektedir. Tefsirindeki bazı görüÅŸleri ve yorumlarından dolayı çeÅŸitli eleÅŸtirilere konu olmuÅŸtur. Åžâtıbî onun Nisâ sûresinin 36. ve diÄŸer bazı âyetleriyle ilgili yorumlarını aşırı bulmuÅŸtur (el-Muvâfakat, III, 364-365). Ayrıca Bâtıniyye’ye has bazı terim ve te’villerin Sünnî tasavvufa Sehl et-Tüsterî ile girdiÄŸi, hakikat-i Muhammediyye, abdal, evtâd gibi kavramların tasavvuf terminolojisine ilk defa onun tarafından sokulduÄŸu ileri sürülmektedir (Kâmil Mustafa eÅŸ-Åžeybî, s. 461; İA, II, 342). Eserleri. Kaynaklarda Sehl et-Tüsterî’ye onu aÅŸkın eser nisbet edilmekle birlikte bunların hiçbirinin bizzat onun tarafından kaleme alınmamış olması, baÅŸta tefsiri olmak üzere bu eserlerin ona aidiyetine kuÅŸkuyla bakılmasına yol açmıştır. Belli baÅŸlı eserleri ÅŸunlardır: 1. Tefsîrü’l-Kur’âni’l-’azîm (Tefsîrü’t-Tüsterî). Her sûreden bir veya birkaç âyetin iÅŸârî tefsirini içerir. BaÅŸ tarafındaki isnat zincirinden anlaşıldığına göre Sehl et-Tüsterî’nin yorumları Ebû Yûsuf Ahmed b. Muhammed es-Sizcî tarafından ÅŸifahî olarak nakledilmiÅŸ, daha sonra Ebû Bekr Muhammed b. Ahmed el-Beledî tarafından yazıya geçirilmiÅŸtir. Beledî, Sehl et-Tüsterî’ye ait ifadeleri “kale Sehl” ibaresiyle zikrederken kendine ait ifadeleri “kale Ebû Bekr” diye kaydetmiÅŸtir. BaÅŸta Sülemî’nin Haka’iku’t-tefsîr’i olmak üzere iÅŸârî tefsirlere kaynak teÅŸkil eden eser ilk defa Muhammed Bedreddin en-Na‘sânî tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1326). ÇeÅŸitli kütüphanelerde yazma nüshaları bulunan tefsir (meselâ bk. Gotha Ktp., nr. 529; San‘a Ktp., nr. 62; Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 515; Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 638, 3488/2) Muhammed Bâsil Uyûn es-Sûd’un ta‘lik ve hâÅŸiyeleriyle birlikte Tefsîrü’t-Tüsterî adıyla da neÅŸredilmiÅŸ (Beyrut 1423/2002), bu neÅŸrin baÅŸ tarafına Sehl et-Tüsterî’nin hayatına dair bir giriÅŸ eklenmiÅŸtir. 2. el-Mu’âraza ve’r-red ‘alâ ehli’l-fırak ve ehli’d-de’âvî fi’l-ahvâl. Kaderiyye ve Mürcie gibi fırkalara ait fikirlerle bazı mutasavvıfların görüÅŸ ve düÅŸüncelerine yönelik tahlil ve tenkitleri içerir. Köprülü Kütüphanesi’nde bir nüshası bulunan eseri (Mecmua, nr. 727/ 3) Muhammed Kemal Ca‘fer yayımlamış (Kahire 1980), Nevin Abdülhâlik Mustafa bir makalesinde eserin tanıtım ve tahlilini yapmıştır (bk. bibl.). 3. Risâle fi’l-hurûf. Harflerin esrarı ve sembolik anlamlarıyla ilgili olan eserin bir nüshası Dublin Chester Beatty Library’de kayıtlıdır (nr. 3168/3). Bazı kaynaklarda Zâyirçe adıyla Sehl et-Tüsterî’ye nisbet edilen kitap bu eser olmalıdır. Henri Martinot eser üzerinde bir çalışma yapmıştır (Horizons maghrébins, LI [2004], s. 29-39). 4. Risâle fi’l-hikem ve’t-tasavvuf (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 4128/4). 5. Menâkıbü ehli’l-hak ve menâkıbü ehli’llâh. VII. (XIII.) yüzyılda Muhammed er-Râsinî tarafından ÅŸerhedildiÄŸi belirtilen eserin bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’dedir (Tal‘at, Tasavvuf, nr. 1581). 6. Letâ’ifü’l-kasas fî kısasi’l-enbiyâ’ (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Tal‘at, Mecmû‘, nr. 283). 7. Makale fi’l-menhiyyât (Tahran Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ktp., nr. 251). 8. Kelâmü (Kelimâtü) Sehl b. ‘Abdillâh et-Tüsterî (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3527; Köprülü Ktp., nr. 727/1). Eserin bir baÅŸka nüshası, Kelimâtü’l-imâmi’r-rabbânî Sehl b. ‘Abdillâh et-Tüsterî adıyla İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (AY, nr. 4089). Köprülü Kütüphanesi’nde bulunan mecmuanın içinde Kitâbü’ÅŸ-Åžerh ve’l-beyân limâ eÅŸkele min kelâmi Sehli’t-Tüsterî adlı bir risâle yer almaktadır (nr. 727/2). Bu risâle Ebü’l-Kasım es-Sıkıllî’nin (ö. 423/1032) yaptığı ÅŸerhleri içermektedir. Tüsterî’nin kaynaklarda adı geçen diÄŸer bazı eserleri de ÅŸunlardır: el-Gaye li-ehli’n-nihâye, Mevâ’izu’l-’ârifîn, Deka’iku’l-muhibbîn (Reka’iku’l-muhibbîn), Cevâbâtü ehli’l-yakin, Kitâbü’l-Mîsâk, Selsebîlü Sehliyye. Massignon son eserin Sehl et-Tüsterî’ye nisbetine kuÅŸkuyla bakmaktadır (Tefsîrü’t-Tüsterî, neÅŸredenin giriÅŸi, s. 8-12; Böwering, The Mystical Vision, s. 8-18). |
Dipnotlar | ||
click women cheat on men what makes husbands cheat |
Hocaları |
Öğrencileri |
H. Bilgi Kaynakları | ||
women cheat on their husbands married men having affairs unfaithful wife click beautiful women cheat what makes husbands cheat
|
Yazara Ait Ses Dosyaları | |||||
|
Yazara Ait Videolar | |||||
|
Yazara Ait Görsel Eserler | |||||
|