Ahmed (III) Kütüphanesi
Topkapı Sarayı’nın üçüncü avlusunda Arz Odası arkasında XVIII. yüzyıla ait kütüphane.
Daha önce aynı yerde, II. Selim için Mimar Sinan tarafından yapılan Havuzlubahçe KöÅŸkü bulunuyordu. Fındıklılı Silâhtar Mehmed AÄŸa’nın ifadesine göre, Havuz Bahçesi denilen bahçe içinde olan bu köÅŸkün ortasında mermer bir havuz ile on iki somaki sütuna oturan bir kubbesi vardı. KöÅŸkün basit bir ÅŸeması Hünernâme’nin bir minyatüründe yer almaktadır. Cami ve kasırlarda kitap dolapları yerine baÅŸlı başına kütüphane binası kurmanın tercih edildiÄŸi Lâle Devri’nde Sultan III. Ahmed, Sarây-ı Cedîd denilen Yenisaray’daki dağınık kitapları bir yerde toplamayı uygun bularak II. Selim’in zaten bakımsız bir halde olan köÅŸkünü yıktırıp yerinde, kendi adıyla anılan veya Enderun Kütüphanesi de denilen yeni bir kütüphane binası yaptırmıştır. İnÅŸaata 27 Rebîülevvel 1131’de (17 Åžubat 1719) baÅŸlanmıştır. Yine Fındıklılı’nın yazdığına göre, III. Ahmed kütüphanenin temelini atmak üzere, dedesi Sultan I. Ahmed’in büyük camiini yaptırırken kullandığı ve Has Oda hazinesinde saklanan altın kazmayı kullanmıştır. Yapımı kısa sürede tamamlanan binanın kapısının üstündeki Arapça kitâbeden 1131’de (1719) yapıldığı öÄŸrenilmekte, açılış töreninin ise 10 Muharrem 1132 (23 Kasım 1719) günü olduÄŸu bilinmektedir. Safer 1132 (Aralık 1719) tarihli bir kayda göre kütüphanenin yapımı 19.570 kuruÅŸa mal olmuÅŸtur (TSMA, nr. D 2363/10, vr. 2b). Aynı zamanda kütüphanenin niçin kurulduÄŸunu, içindeki kitapların nerelerden toplandığını, kütüphaneden hangi günler istifade edileceÄŸini bildiren, dışarı kitap çıkarılmasını yasaklayan ve hizmetlilerde aranacak ÅŸartlarla bunlara verilecek ücreti gösteren bir de vakfiye düzenlenmiÅŸtir. Yalnız saray mensuplarına açık olan kütüphanenin açılış tarihini taşıyan mükemmel bir de katalogu hazırlanmıştı. Bu kütüphaneye, Fâtih devrinden beri toplanmış olan Hıristiyanlık’la ilgili bazı el yazmaları ile matbu kitaplar da konulmuÅŸtur.
İçindeki kitapların rutubetten zarar görmemesi için Türk kütüphane mimarisinde daima dikkat edilen bir özellik burada da uygulanarak binanın altında pencereli yüksek bir bodrum yapılmış, ayrıca etrafının açık olmasına itina gösterilmiÅŸtir. Bütün cepheler mermer kaplıdır. Cephenin ortasında üç sivri kemerli ve dört sütunlu bir giriÅŸ mekânı vardır. Üstü üç kubbe ile örtülü olan bu sahanlığa iki tarafından merdivenlerle çıkılır. Dışta ortada zengin rumî kabartmalarla süslü bir tacı olan, iki tarafında zarif su içme musluklarına sahip ve mihrap biçiminde 1131 (1719) tarihli bir çeÅŸme bulunmaktadır. İçeride, baÅŸka bir benzeri olmayan bu çeÅŸmenin arkasında ikinci bir çeÅŸme daha vardır. Esas mekân enine bir dikdörtgen biçiminde olup kapının tam karşısında, bizzat Sultan Ahmed tarafından yazılan manzum bir levhadan anlaşıldığına göre, hadîs-i ÅŸerif okunmasına mahsus bir çıkıntı yer almaktadır. Orta bölümü büyük bir kubbe, ikiÅŸer sütunla ayrılan orta çıkıntı ve yan kanatları oymalı tonozlar örter. Bunlar dıştan kurÅŸun kaplıdır. Altlı üstlü çok sayıda pencere içeriye bol ışık girmesini saÄŸlar. Üst sıradakilerde renkli camlı alçı pencereler (revzen) vardır.
Kubbe ve tonozların iç yüzleri çok zengin biçimde renkli malakârî tezyinatile süslüdür. Duvarlar ise kısmen çini kaplıdır. Bunların bir kısmı XVI. yüzyıla ait olup BoÄŸaziçi’nde Kara Mustafa PaÅŸa Yalısı’ndan sökülerek burada tekrar kullanılmıştır. Esas kapı ile alt sıra pencerelerin kanatları da fildiÅŸi ve baÄŸa kakmalarla çok zengin biçimde yapılmıştır. III. Ahmed Kütüphanesi’nin içindeki kitap dolapları geçen yüzyıl iÅŸidir ve binanın iç süslemesine ters düÅŸmektedir. Herhalde ilk yapıldığında kitaplar, yirmi yıl sonra yapılmış olan Ayasofya Kütüphanesi’ndeki gibi renkli ve altın yaldızlı motiflerle bezenmiÅŸ tel kafesli dolaplarda muhafaza ediliyordu (kütüphanenin bugünkü durumu için bk. TOPKAPI SARAYI MÜZESİ KÜTÜPHANESİ).