|
![]() |
Yazara ait | Kitaplar | E-Kitaplar | Makaleler | Hakkındaki Kitaplar | Hakkındaki Makaleler | |
Kitaba ait | Tercümeler | Şerhler | Muhtasarlar | Haşiyeler | Zeyller | Eleştiri Makaleleri |
Yazara ait e-kitaplar | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yazara ait makaleler | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yazar Hakkındaki Tanıtım Kitapları | |||||
|
Yazar Hakkındaki Tanıtım Makaleleri | ||||||||||||||||||||
|
Kitaba ait Tercümeler | |||||
|
Kitaba ait Şerhler | |||||
|
Kitaba ait Muhtasarlar | |||||
|
Kitaba ait Haşiyeler | |||||
|
Kitaba ait Zeyller | |||||
|
Kitaba ait Eleştiri Makaleleri | |||||
|
Özeti |
Kelîle ve Dimne
İçeriği
Eserin ortaya çıkışı M.S. 3. Yüzyıla rastlar ve aslı Sanskritçedir.
Konusu, çeşitli hayvanların ağzından anlatılmış ibretli hikayelerden meydana gelmiştir.
Gayesi insanlara ve devlet büyüklerine hikmetli ve ahlaki öğütler vermektir."
Kelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan üç-beş kitap arasındadır.
Temel konusu ahlak ve siyâsettir.
Hükümdar ile aristokrat bir aydın arasında vuku bulması temenni edilen istişare sohbetleridir
Eserin özü, Otorite kaynağına yakınlık, uzaklık; otoritenin devamını sağlayan temel ilkeler; halk -hükümdar ilişkisi, hükümdar vüzerâ ilişkisi, siyâsî ihtiraslar, ehliyet, beceriklilik, ihanet; hile v.b. konular kitap boyunca uzayan sohbetin temel mevzûlarıdır.
Bu kitapla ilgili araştırma yapanların en ünlüleri; Silvestre de Sacy, Henry Zotenberg, J. Hertel, Th. Benfey, Theodor Nöldeke, Cari Brockelmann, Keith-Falconer, William Wright, Ignazio (büyük) Guidi, Papaz Luis Şeyho el Mardînî ve Ludwig Kosegarten'dır.1 Luis Şeyho dışında Araplardan Kelile ve Dimne üzerine - oryantalistler kadar
Bu saydıklarımız, Mardinli Papaz Luis Şeyho hâriç Avrupalı oryantalistlerdir. Geçen asırda ve bu asrın ilk yarısında yaşamışlardır.
Eserin Asıl Dili, Adı Ve Yazarı
Bu kitap ikibin sene önce -Berzeveyh'e göre- Beydebâ ya da Bidpâ isimli bir Hint bilgesi tarafından Debşelîm adlı Hint kralına Sanskritçe olarak sunuldu.
Rivayetlere göre Makedonyalı İskender'in gidişinden sonra halkın başına geçen Debşelîm sınır tanımaz bir despot olmuştu.
Beydebâ, bu azgını usûlüne uygun bir şekilde uyarmak, hatâlarından vazgeçirmek için bu kitabı yazdı.
Eski çağların brahmanları gibi o da öğütlerini hayvanların dilinden verdi.
Bilindiği gibi brahmanlar ruh göçüne inandıkları için hikmeti ve nükteyi hayvanların ağzından vermekteydiler. 3
İslam Ansiklopedisi'nin Cari Brockelmann tarafından hazırlanan Kelile ve Dimne maddesinde eserin Sanskritçe adının "Karataka ve Damanaka" olduğu belirtiliyor.
Bunlar başkahraman olan iki çakalın isimleridir.
Th. Benfey'in, Sanskritçe'den yaptığı çevirinin giriş kısmında uzun uzadıya değindiği gibi Avrupa, hatta dünya edebiyatında hayvanların konuşturulduğu masal motiflerinin kaynağı Hindistan'dır. 4
Eserin aslına dair ilk ciddi çalışma Hertel tarafından yürütülmüştür.
İlk bulgular, bir giriş ile her biri "tantra" yani "insan zekasının kullanacağı hal" adını taşıyan beş kitaptan ibarettir.
En eski düzenleme Tantrâkhyâyika adını taşır. Bunun ikinci bir şekli de Pançatantra adını taşımakta ve Hindistan'da yaygın bir halk kitabı olarak sayısız varyantı bulunmaktadır.5
Berzeveyh ya da Burzöe ilk beş bölümü Pançatantra'dan çevirdikten sonra esere diğer Hint masallarını da kattı.
Sonradan eklenen bu üçünün kaynağının Mahâbhârata olduğu anlaşılmıştır.6
Daha sonra gelen iki bölüme ise Pançatantra'nın daha yeni bir şekli olan Hitopadesa'da tesadüf edilmiştir.7
O halde elimizdeki Kelile ve Dimne kitabının geri kalan kısımları Berzeveyh ve İbnü'l-Mukaffa tarafından yazılmıştır.
Bunlar, zamanın icabına göre bazı eklemeler ve tadilattan ibarettir.
Konunun uzmanlarından olan Prof. J. Hertel'e göre kitabın tümünün yekpare halde Sanskritçe olarak bulunamaması akla iki ihtimali getirmektedir:
ya bir bütün teşkil ediyordu, Berzeveyh çeviriyi bu bütünden yaptı ve o bütün sonradan parçalandı;
yahut Berzeveyh konuya uygun bölümleri çeşitli kitaplardan derledi.
Elimizdeki Kelile ve Dimne, İbnü'l-Mukaffa tarafından Berzeveyh'den çevrilen ve bazı değişiklikler yapılan nüshadır.
Kitabın çevirileri kısmında bu mevzuyu işleyeceğiz.
Kitabın Sanskrit Dilinde Dağınık Halde Bulunan Bab İsimleri
Bunlar, her biri kendi içinde başka hikayelere açılan 12 bölümdür. el-Marsafî bunları şöyle sıralıyor:
1) Arslan ve Öküz
2) Gerdanlı Güvercin [Yahut Tasmalı Güvercin]
3) Baykuşlar ve Kargalar
4) Maymun ile Kaplumbağa
5) Âbid ile Gelincik
6) Tarla Faresi ile Gelincik
7) Hükümdar ile Fenze Adlı Kuş
8) Arslan, Âbid ve Çakal
9) Dişi Arslan, Avcı Süvari8 ve Çakal
10) îlaz, Bilaz, îraht
11) Gezgin ile Kuyumcu
12) Şehzade ve Arkadaşları 9
Eserin Çevirileri
Kuşkusuz Kelile ve Dimne'yle ilgili araştırmalarda asıl çaba; hangi dillere çevrildiği, bu çevirilerde ne türden tadilat yapıldığı ve ilk çevirilerinin hangileri olduğu mevzularında yoğunlaşmıştır.
Tibetçete Yapılan Çeviri
En eski çeviri budur. Araştırmacılar bu çevirinin cüzî bir bölümüne ulaşabildiler. Anton Şefner, bulunan parçaların Kelile ve Dimne'ye benzediğini farketmiştir.10
Pehlevî Diline (Eski İran Dili) Yapılan Çeviri
İran Kisrası Husrev Anûşirevan (531-579 m.) Pançatantra'nın eski bir şeklini çevirtmek için özel doktoru Berzeveyh'i (=Burzoe'yi) Hindistan'a gönderdi.
Burzoe eseri Sanskritçe'den çevirdi ve esere başka Hint masalları da kattı.
Sonradan katılanların ilk üçü Mahâbhârata'nın 12. kitabından alınmıştır.
Burzoe, Sanskritçe'den Pehlevîce'ye yaptığı bu çevirinin başına kendi hayat öyküsünü ekledi; bilge vezir Buzurkmihr de ona şeref vermek için bunun altına imzasını koymuştur.11
Eserin dünya dillerine çevrilişinde birinci durak işte bu Berzeveyh çevirisidir.
Bugün Kelile ve Dimne adlı derli toplu bir kitap varsa, bu durumu önce Berzeveyh'e sonra da İbnü'lMukaffa'ya borçluyuz.
Bu Pehlevîce nüsha, önce Süryânîce'ye sonra da Arapça'ya çevrilecek ve hakettiği üne kavuşacaktır.
Süryânîce'ye İlk Çeviri
Burzoe'nin Pehlevî diline yaptığı çeviri ele geçirilemedi; ama aşağı-yukarı 570 m. de "Bûd" adlı bir müellif tarafından Süryânî diline yapılan çeviri ile ilgili bir yazma bulunabilmiştir.
Bu yazma önce Mardin'de bir manastırda ,sonra Musul patriğinin kütüphanesinde muhafaza edilmiştir.
Daha sonra Paris'te Graffin'in eline geçti.
Sacy'nin bulduğu eksik nüsha sayesinde Bickell, eserin ilk neşrini yapabildi. 12
Süryânî dilindeki çeviride kitabın ismi Kalilag ve Damnag idi.
Bu okuyuş Pehlevî diline daha uygundur.
Sachau'ın Musul'da yaptırdığı üç yeni kopyaya başvuran F. Schultess çok daha sağlam bir metin ortaya koymuştur. 13
Arapça'ya Yapılan Çevirisi
Süryânîce çeviriden aşağı-yukarı üç asır sonra Abdullah İbnü'l-Mukaffa, Burzoe'nin Pehlevîce çevirisini Arapça'ya çevirdi.
Esere özgün bir giriş ekledi.
Burzöe'nin daha önce yaptığı girişe, dinlerle ilgili fikirleri kendisinin (İbnü'l-Mukaffa'nın) soktuğu ileri sürülmüş ise de artık bu fikirlerin asıl (Pehlevîce) metinde mevcut olduğu kabul edilmektedir.
İbnü'l-Mukaffa Pançatantra diye de adlandırabileceğimiz ilk beş kitabın sonuna kendi ilhamından doğmuş olan Dimne'nin muhakemesiyle ilgili bölümü eklemiştir.
Zâhid ile Misafir bölümünü de onun eklemesi ihtimal dahilindedir.
İbnü'l-Mukaffa çevirisinin tesiri, çok kısa bir zamanda Arap Edebiyatına yansıdı.
Hatta bu dilde yeni versiyonlar doğurdu.
Hikem ve Emsal kitaplarında bazan bir cümle bazan koca bir bölüm halinde Kelile ve Dimne'den alıntılar yer etmeye başladı.
Kelile ve Dimne, üslûbu ve içerdiği düşünceleri ile Arapça'nın malı oldu.
İbnü'l-Mukaffa gibi bir dâhi mütercim, ana fikri zedelemeden gerekli ilavelerde bulunarak öyle güzel çevirmişti ki bu eseri, hem yüksek tabakanın hem de halkın en sevdiği kitaplardan olmuştu Kelile ve Dimne...
Silvestre de Sacy tarafından neşredilen İbnü'l-Mukaffa nüshasında mütercim İbnü'l-Mukaffa'nın girişinden önce meçhul bir müellifin; Sahvanoğlu Behnûd'un ya da Şahoğlu Ali el-Fârisî'nin bir mukaddimesi vardır.
Başka neşirler yapılmış ve yeni yazmalar basılmışsa da de Sacy'nin metni tekrar edilmiştir.14
İbnü'l-Mukaffa'nın çevirisi nin Arapça nazmları :
İbnü'l-Mukaffa'nın çevirisi daha sonra üç defa Arapça nazma dökülmüştür.
Bunların ilki Abban el-Lâhıkî tarafından yapılmıştır. (750-815 m.)
İbnü'l-Habbâriye 1100'lere doğru bu manzum şekilden istifade etmekle birlikte İbnü'l-Mukaffa'nın metnine de dayanarak on gün içinde yeni bir nazım ortaya koymuştur.
"Netâicü'l-Fıtna fî Nazmi Kelîle ve Dimne" adını alan bu eserin dili net ve hoştur.
Daha sonra bu kitap, Abdülmü'min İbnü'l-Hasan b. el-Hüseyin es-Sıgânî tarafından tekrar nazma döküldü.
"Dürrü'l-Hikem fî Emsâli'l-Hünûdi ve'l-Acem" adını taşıyan bu eser 1242 yılında tamamlanmıştır. 15
Süryânîce'ye İkinci Kez Çevrilişi
Bir Süryânî papazı, 10. ya da 11. asırda Kelile ve Dimne'yi İbnü'l-Mukaffa'nın metninden, kendi kilisesinin dili olan Süryânîce'ye çevirdi.
Kitaba Hristiyan rengi vermeye çalıştı.
Metni genişletti.
Bu çeviri, bazı kusurlarına rağmen metin tenkidi bakımından gerçekten kıymetlidir.
Bu metni ilk neşreden William Wright'tır. 16
İngilizce'ye çeviren ise Keith-Falconer'dir.
Farsça'ya Bir Kaç Kez Çevrilişi
Firdevsî'nin, Şehname adlı eserinde belirttiğine göre İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'si vezir Bal'amî'nin emri ile Sâmânî hükümdarı Nasr b. Ahmed (914-943) zamanında Farsça'ya çevrildi;
fakat görünüşe göre bu tercüme tamamlanamadı.
Yine Nasr b. Ahmed'in emriyle eser, şair Rûdâki (v. 916 m.) tarafından Farsça nazma döküldü.
Fakat bundan geriye sadece Esedî'nin zikrettiği 16 beyit kalmıştır. 17 Kâtip Çelebi Keşfu'z-Zunûn'da bundan bahseder. 18
Daha sonra Nizâmeddin Ebu'l-Meâli Nasrullah b. Muhammed, İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini 1140 civarında çevirdi, Gazne sultanı Behramşah'a takdim etti.
Nasrullah, kendi yazdığı önsözde belagatın gösterişli bir nesre neler katabileceğine dair fikirlerim söyler.
Ancak içeriği sâde ve ciddî olan Berzeveyh'in mukaddimesi sıradan bir düzyazıyla çevrilmiştir.
Nasrullah'ın eseri hicrî 1282, 1304 ve 1305'te Tahran'da basılmıştır.19
Nasrullah metninin manzum bir şekli, Sultan İzzeddin Keykavus (1244-1263) için, Mevlânâ'nın çağdaşı olan Ahmed b. Mahmud et-Tûsî Kani tarafından Konya'da yapıldı.
Ahmed b. Mahmud Moğollardan kaçarak memleketi Tûs'u terketmiş ve Konya'ya gelmişti. 20
Ancak bu Farsça manzum çeviri, Herat'ta Hüseyin Baykara'nın veziri olan ünlü şair Ali Şir Nevâî'nin saray vaizi Hüseyin Kâşifi çevirisiyle gölgede kaldı.
Hüseyin Kâşifi (v. 1504 m.) Nasrullah çevirisini güzelce ıslah etmiş, eserine Hüseyin Baykara'nın başka bir veziri olan Süheylî'ye nisbetle "Envar-ı Süheylî" adını vermişti.
Eserine başlarken önce Nasrullah'ın tumturaklı üslubunu eleştirmekte, kendisinin daha kolay bir nesirle kitabı anlaşılır hale getirdiğim iddia etmektedir.
Oysa Kâşifî'nin üslûbu daha çetin, süslü, kapalı ve gariptir.21
İşin enteresan yanı, bu tarz edebiyat son zamanlara kadar İran ve Hindistan'da popüler olduğu için eser büyük başarı kazandı, İngiltere'de basıldı; hatta Hint-İngiliz memurlarının Farsça imtihanları için örnek metin olarak kullanıldı!
Kitabın ilk tam neşri Londra'da 1836'da yapılmıştır.
Bu metin değişik Hint lehçelerine, Gürcüce'ye ve Avrupa'nın belli başlı tüm dillerine çevrildi.
Hüseyin Vaiz Kâşifi, İbnü'l-Mukaffa'nın metnindeki dört mukaddime yerine yeni bir giriş kısmı koydu.
Silvestre de Sacy, Turtûşî'nin Sirâcü'l-Mulûk adlı eserinde faydalandığı eski "Câvıdân-ı Hıred" karşısında olduğumuzu farzediyor.22
Turtûşî'nin (1150) Câvidân-ı Hıred'den aldığı rivayet Hıdır b. Ali'ye dayanmaktadır.
Ancak onun bir bütün olarak bu kitaptan faydalanmadığı gayet açıktır.
Kâşifî'nin eserinde göze çarpan başlıklar Turtûşî çevirisinin çeşitli bölümlerinde karşımıza çıkmaktadır.Yalnız içerikleri farklıdır.23
Kâşifi, Envâr-ı Süheylî adlı eserinde Seâlibi gibi İran Kültürünü iyi bilen yazarlara dayanmış olmalıdır.
Seâlibi bir çok eserinde hem Kelile ve Dimne'den alıntı yapar, hem de Kitâbü'l-Âyin gibi İbnü'l-Mukaffa'nın Pehlevice'den çevirdiği eserleri kaynak olarak kullanır.
Örnek olarak yine tarafımızdan çevirisi yapılan Âdâbu'l-Mulûk adlı eserinin çeşitli bölümlerine bakılabilir.24
Envâr-ı Süheylî'nin süslü üslûbunu beğenmeyen Hindistan hükümdarı Ekber (1556-1605) veziri Ebu'l-Fadl'ı, eseri ıslah edip yeniden yazma işiyle görevlendirdi.
Ebu'l-Fadl'ın kitabı lyâr-ı Dâniş adını taşımaktadır, 1578 yılında tamamlanmıştır.
Asıl örnek olan Envâr-ı Süheylî'nin bölümleri muhafaza edilmiş, İbnü'l-Mukaffa'nın mukaddimeleri ile Berzeveyh'in (=Burzoe'nin) giriş kısmı tekrar konmuştur.
Bu eser neşredilmemiş olsa bile Hâfızuddin'in bu çeviriden Urduca'ya yaptığı "Hırad Afrûz" adlı çevirisi, üslubunun güzelliğinden ötürü Th. Roebuck ve Eastwıck tarafından neşredilmiştir.25
Yunanca'ya Çevrilişi
11. asrın sonuna doğru Şit ben Simon, o sıralar sonraki ilaveleri taşımayan ama fareler kralı ile vezirleri bahsini ihtiva eden bir elyazmasından yararlanarak İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini gayet serbest bir üslûpla Yunanca'ya çevirmiştir.
Eserine "Stefanites Kay Ikhnelates" adını verdi.
Çünkü "Kelile" sözcüğünü Arapça "iklil"e (=olimpos, zeytin dalı) "Dimne"yi de "iz" anlamında yine Arapça bir kelimeye benzetmişti.26
Bu nakil daha sonra Latinceye, Almancaya ve Slav dillerine çevrilmiştir.27
İbranîce'ye Çevrilişi Ve Buradan Avrupa Dillerine Yapilan Eski Çeviriler
12. yüzyılın başlarında Rabbi Yûîl adlı bir Yahudi din adamı daha o zamanlar Berzeveyh'in vazifesine dâir şüpheli hikaye ile "Balıkçıl Kuşu ve Ördek", "Tilki ile Balıkçıl Kuşu" hikayelerini ihtiva eden nisbeten sağlam bir yazmadan faydalanarak İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini İbranî diline çevirdi.
J. Derenbourg bu çeviriyi, bize kadar gelen lakin baş tarafları oldukça bozulmuş bulunan yegâne yazmadan istifade ederek 13. asra ait Yakop ben el-Âzer'in tercümesiyle beraber neşretmiştir.28
Johannes de Capua 1263 ile 1278 arasında, Kardinal Ursinus'un ricası üzerine, Rabbi Yûîl'in eserini "Directorium vitae Humanae" adıyla Latince'ye çevirdi.29
Rabbi Yûil'inkinin aynı olan bir metnin, ondan daha sadık bir üslûpla İspanyolca'ya çevirisi istisna edilirse batı Avrupa dillerine -yenileri hâriç- tüm çeviriler Johannes de Capua'nın Latince metnine dayanır.
Bu metne istinaden kitap 1480 yılında Almanca'ya, 1493 yılında İspanyolca'ya, 1552 yılında İtalyanca'ya çevrilmiştir.
Almanca çeviri esas alınarak kitap 1618 yılında Danimarka diline, 1623'te de Flemenkçe'ye çevrildi.
1552'de yapılan İtalyanca çeviriyi esas alan Sir Thomas North 1580 yılında eseri İngilizce'ye çevirdi.
Bu versiyon, 1556 yılında da Fransızca'ya çevrildi.30
Latince'ye Nazim Olarak Çevrilişi
Ortada 13. yüzyılda İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sinden çevrildiği kabuledilen Latince manzum bir eser vardır.
Bu kitap "Baldos Alter Aesopus" adını taşıyor. 31
10- İspanyolca'ya Eski Çeviri
13. yüzyıl ortalarında Arapça'dan yapılan bu çeviri daha sonra Latinceye çevrildi. Buna "Raimond Nüshası" denilmektedir.
Silvestre de Sacy bundan bahseder. 32
İngilizce Ve Rusça'ya Yapilan Sonraki Çeviriler
Arapça metinden ingilizce'ye yapılan çeviri 1819 yılında Oxford'da basıldı.
Mihail Ataya tarafindan Arapça'dan Rusça'ya yapılan çeviri 1889'da Moskova'da basıldı. 33
Moğolca'ya Yapilan Çeviri
Muhammed Bekri soyundan gelen İftihâruddin Muhammed b. Ebî Nasr'ın Kazvin'de yaptığı Moğolca tercüme bugüne kadar gelememiştir.
Hamdullah Mustavfî buna işaret ediyor.34
Habeşçe'ye Çevrilişi
İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sinin bir Mısır nüshasından yapılan ve 1583 tarihli bir tetkikte zikredilmiş bulunan Habeşçe çeviriye henüz ulaşılamamıştır.35
Eski Malay Diline Yapilan Çeviri
Malay dilindeki "Hikâyât Kelile dan Damina" şekli, İbnü'l-Mukaffa'nın eseri ile "Pançatantra"nın Tamilce'deki metninin karışmasından oluşan bir derlemeye dayanır.
1876'da Leiden'de Gongrijp tarafından basılmıştır.
Bu eser sonradan tekrar Cava ve Madura dillerine çevrilmiştir. 36
Türkçe'ye Yapilan Çevirileri
İbnü'l-Mukaffa'nın eseri iki defa Nasrullah'ın Farsça'ya çevirisinden Doğu Türkçesine aktarıldı.
Brockelmann bununla ilgili yazmaların Munich ve Dresden'de bulunduğunu belirtmektedir.37
Kelile ve Dimne, Anadolu Türkçesine (belki de Türkçe'ye) ilk defa Aydınoğlu Umur Bey zamanında 1360 m. yılında Kul Mesud tarafından çevrilmiştir.
Brockelmann bu çevirinin bir nüshasının Bodleiana'da bulunduğunu söylüyor.
Düzyazı olarak yapılan bu çeviri meçhul bir müellif tarafından nazma dökülerek l. Murad'a (1359-1389) ithaf edildi.
Brockelmann'ın bildirdiğine göre bu çevirinin aşağı yukarı yarısı olan bir yazma Gotha'da muhafaza edilmektedir.
Daha sonra Ali Vâsi' ya da Ali Çelebi diye meşhur olan Sâlihoğlu Ali, Envâr-ı Süheylî'yi gayet süslü, cümle sonları uyumlu bir nesirle Türkçe'ye çevirdi; "Hümâyunnâme" adını verdiği bu tercümesini, Kanunî Sultan Süleyman'a takdim etti.
Bu kitap İstanbul'da ve Mısır-Bulak'ta defalarca basılmıştır.
Bugün bile Beyazıt ve Kadıköy'deki sahaflarda rahatlıkla bulunabilir.
Hümâyunnâme çeşitli Avrupa dillerine çevrilmiştir. Devir Kanunî devridir ve Avrupalı, Türk zevkini, kültürünü, dilini öğrenmek için kıvranmaktadır.
Hümâyunnâme çevirilerinin en ünlüsü Galland'ın Fransızca'ya yaptığıdır.
Bu çeviri Gueulette tarafından 1724'te Paris'te basılmıştır.
Ali Çelebi'nin dili ağır olduğu için meşhur Şeyhülislam Yahya Efendi, Hümâyunnâme'yi üçte bire indirerek sâde ve özet bir çeviri yapmıştır.
1726'da Kahire kadısıyken vefat eden Osmanizâde Sâib'de Hümâyunnâme'yi özetlemiştir.
Keşfu'z-Zunûn'da Kâtip Çelebi'nin bildirdiğine göre bu çevirinin adı Zübdetü'l-Eshâr'dır.
Tanzimat devrinde Adanalı Ramazânizâde Abdünnâfi Efendi Hümâyunnâme'ye dayanarak "Nâfiu'1-Âsâr" adını verdiği manzum eserini oluşturmuştur. Bu eser 1266 h. (1849 m.) de yazılmıştır.
Sonunda Ahmed Midhat Efendi bu işe de el atmış, Hümâyunnâme'yi hem özetlemiş hem de yeri geldikçe vaazlarla kitabı uzatmıştır.
Ahmed Midhat Efendi'nin önsözünden anlaşıldığına göre Sultan 2. Abdülhamid Han, ona kendi kitaplığından gayet güzel bir nüsha vererek "bunu esas alıp sâde bir üslûpla özetle, sözü uzatma, kıssadan hisseyi çıkar" demiştir.
Ahmed Midhat Efendi bu emre uyar, ama nasıl? Kitap, ne Kelile ve Dimne ne de Hümâyunnâme olarak kalır.
Kitap, başlıbaşına değişik kaynaklardan toplanmış doğu ve Hint hikayeleriyle bunlardan çıkarılacak ibretleri ihtiva eden kalın bir derleme olmuştur.
1304 h.'de Matbaa-i Âmire'de basılan bu kitabın Arapça Kelile ve Dimne'yle hiç bir ilgisi yoktur.
Zaten Arapça metinden de kalındır bu! Tabî, işin güzel yanı Ahmed Midhat'ın dilindeki sadeliktir.
Genç, ihtiyar, öğrenci, öğretmen; o devirde herkesin okuyabileceği, -okumaya olan sevgi ve ilgisini artırabileceği- bir kitaptır karşımızdaki...
Envâr-ı Süheylî, Taşkentli Muhammed Musa Bay tarafından doğu Türkçesine çevrilmiştir.
Taşkentli Muhammed, Hümâyunnâme'den de faydalanarak yaptığı bu çeviriyi, Hoçentli Hattat Mirza Hâşim'e yazdırarak 1888'de taş-basma olarak neşrettirmiştir.
Bu arada İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimnesi, Abdülallâm Feyzhanoğlu tarafından Kazan Türkçesi'ne çevrilmiş ve 1889'da Kazan'da basılmıştır.38
Eserin, Türkiye'de Cumhuriyet'ten sonra da çevirileri yapılmıştır. Bazan birkaç hikaye alınıp çocuk kitabı olarak basılmış bazan da tamamı çevrilmiştir. Bunlar arasında en dikkat çekenleri şu üç çalışmadır:
Bedir Yayınları tarafından neşredilen Salahaddin Alpay çevirisi, önsözünde de belirtildiği gibi "Envâr-ı Süheylî" çevirisi olmalıdır.
İbnü'l-Mukaffa'nın metniyle uyuşmaz. Hatta giriş kısmı ve bazı tavsiyeler tamamen farklıdır. Dolayısıyla başlıklar ve hikayelerin yerleştirilmesi de farklıdır.
İbnü'l-Mukaffa'da olmayan eklemeler vardır.
İkinci ve en mühim çeviri Ömer Rıza Doğrul tarafından yapılmıştır.
Temiz ve asla uygun bir çeviridir. Türkçeye de özen gösterilmiştir bu çeviride.
Ancak ciddi bir incelemeden mahrumdur ve zaman zaman bazı uzun cümleler çok kısa ve özet mahiyetinde çevrilmiştir.
Üçüncü çeviri H. Karaman-B. Topaloğlu tarafından yapılan çeviridir.
Bu çeviri, eğitim amaçlı yapılan çevirilerdendir.
Metne sadık kalınmış fakat Türkçe'den taviz verilmiştir. Eğitim amaçlı çevirilerde bu doğaldır.
2. Bkz.; Hannâ el-Fâhûrî, a.g.e., c. l, s. 550
3. Bkz.; Kitâbu Kelile ve Dimne, (el-Marsafî tarafından incelenen nüsha) Beyrut, 1994, s. 5
4. Bkz.; Th. Benfey, Pantschatantra (fünf Bücher Indischer Fabeln) Märchen und Erzâhlungen, 2 cilt, Leipzig, 1859
5. J. Hertel, Tantrakhyayıka, die alteste Fassung deş Pancatantra (Sanskritçe'den çeviri, giriş ve notlar ile) Leipzig ve Berlin 1909, ayrıca bkz.; Hertel, Pancatantra, Harvard Oriental Series, XI-XIV
6. Theodor Nöldeke, Burzöes Einleıtung zu dem Buche Kalila wa Dimna (Schriften der Wissensch. Gesellesh. Strassburg, bölüm: 12, Strassburg, 1912)
7. Bkz.; Kelile ve Dimne, el-Marsafi neşri, s. 7
9 Bkz.; Kelile ve Dimne, el-Marsafi neşri, s. 6-7
10. Bkz.; Kelile ve Dimne, el-Marsafi neşri, s. 8
11. Theodor Nöldeke, Burzoes Einletung zu dem Buche Kalila wa Dimna (Schriften der Wissensch. Gesellesh. Strassburg, bölüm 12, Strassburg, 1912)
12. G. Bickell, Kalilag und Damnag, alte syrische Übersetzung deş Indischen Fürstenspiegels, Leipzig 1876. Bu ilk neşirde 10 bab vardır.
13. F. Schultess, Kalila und Dimna, Berlin 1911, (Süryânîce metin ve Almanca'ya çevirisiyle)
14. İslam Ansiklopedisi, (Milli Eğitim'in Leiden baskısını esas alarak yaptığı eski ansiklopedi) 1967, c. 6, s. 554
15. A. y.
16. William Wright, The Book of Kalilah and Dimnah, transl. from Arabıc into Syrıac, London 1884
17. İslam Ansiklopedisi 1967, c. 6, s. 554
18. el-Marsâfî, Kelile ve Dimne neşri, 1994, s. 19
19. E. G. Brown, A Literary History of Persia, Londan 1906, c. 2, s. 349
20. E. G. Brown, A History of Pers. Literatüre under Tartar Dominion, Cambridge, 1920, s. 111
21. E. G. Brown, a. y, s. 503
22. Silvestre de Sacy, NE, X, l, 59
23. Turtûşî, Sirâcü'l-Mulûk, çeviri ve notlandırma: Said Aykut, İstanbul 1995.
24. Ebu Mansur Seâlibî, Hükümdarlık Sanatı (Âdâbu'l-Mulûk) Çev. Said Aykut, İst. 1997
25. İslam Ansiklopedisi (Milli Eğitim neşri) c. 6, s. 555
26. Vittario Puntani, Quattrö recensioni della versione greca del Kitâb Kalilah va-Dimnah, (Soc. Asiat. neşriyatı) İtalya 1889
27. Bkz.; el-Marsafî, Kelile ve'Dimne, 1994, s. 19
28. J. Derenbourg, Deux versions hebrâiques du Livre de Kalilah et Dimnah, Paris, 1881
29. Johannes de Capua, Directorium vitae humanae, neşreden: J. Derenbourg, Paris 1887
30. el-Marsafi, Kelile ve Dimne 1994, s. 24
31. el-Marsafi, a.g.y.
32. el-Marsafi, a.g.e. s. 25
33. el-Marsafî, a.g.e. s. 26
34. Hamdullah Mustavfî, Tarih-i Güzide, neşreden: Browne, G. M. S. XIV,
844 v.d; Browne, A History of Persian Literatüre under Tartar Dominion, s. 93 •
35. İslam Ansiklopedisi (M. E baskısı) c. 6, s. 556
36. İslam Ansiklopedisi (M. E. baskısı) c. 6, s. 557
37. İslam Ansiklopedisi (M. E. baskısı) c. 6, s. 555
38. İslam Ansiklopedisi (M. E. baskısı) c. 6, s. 556; V. Chauvn, Bibliographie des ouvrages arabes ou relatifs aux Arabes. 2, Kalilah, Leipzig 1897
Baskıları |
|
Yazmaları |
|
Tezler |
|
Kitaba ait Multi Medialar | |||||
|