Horozlu Han
Eğitim Kurumu Detayı |
No : E- 2140 |
Kurucusu |
KuruluÅŸ Tarihi |
EÄŸitim Dili |
Şehir / Ülke |
|
1246/1249 |
|
Konya
/ Türkiye |
Özellik |
Türü |
Kervansaray |
Kasır/Saray/Köşk/Kervansaray |
Adres |
Web |
|
, |
|
|
|
|
Kurum No: 2140 |
Hit : 5853 |
Hata Bildirimi |
Tavsiye Et |
|
 |
EÄŸitim Kurumuna ait Dergiler |
Eğitim Kurumuna ait Kütüphaneler |
EÄŸitim Kurumuna Ait Akademik Birimler |
Universite
ilgili kurumlar
EÄŸitim Kurumuna ait Tezler |
Hakkında Bilgi |
Horozlu Han
Konya yakınında Selçuklu dönemine ait kervansaray.
Åžehrin kuzeyinde yer alan Ruzbe Ovası mevkiinde ve Konya AkÅŸehir karayolunun 200 m. solunda bulunmaktadır; hemen önünden demiryolu geçer. Yapı, eski kervan yolu üzerindeki Konya'ya en yakın (7 km. kadar) konaklama yeri olmasından dolayı önem taşır.
Taçkapı giriÅŸ açıklığının üstüne yerleÅŸtirilen üç dilimli mermer kitabe taşı yazısızdır. Hanın ilk defa Ahmed Eflâkî'nin Menâ/cibti târihîn'inde Rûzbih (Rûzbe) Hanı ÅŸeklinde rastlanan isminin önce Irûzbe'ye, sonra Orozlu'ya ve daha sonra da Horozlu'ya dönüÅŸtüÄŸü kabul edilmektedir. Eflâkî'nin kullandığı isme göre hanın banisinin, kendisinden bir asır önce yaÅŸayan Sultan II. Gıyâseddin Keyhusrev'in (1237/1246) câmedârı ve II. İzzeddin Keykâvus'un atabeyi Emîr Esedüddin Rûzbe olması gerekir. Bu zatın Konya'da günümüze ulaÅŸmayan bir medrese ve bir de hankah yaptırdığı bilinmektedir. Bu durumda kervansarayın diÄŸerleriyle birlikte Esedüddin Rûzbe'ye atabeylik verilmesinden öldürülmesine kadar geçen kısa sürede, yani 1246/1249 yılları arasında yaptırıldığı ve belki kitabesinin de bu yüzden yazılamadığı ileri sürülebilir.
Uzun bir süre harabe durumunda kalan han 1956'da onarılmış, 1971 yılında da Vakıflar Genel MüdürlüÄŸü tarafından rölövesi çıkarılarak restore edilmiÅŸtir; halen bakımlı bir durumdadır. Yapı 26,70 x 25,50 m. boyutlarında kareye yakın dikdörtgen planlıdır ve bugünkü görüntüsüyle avlusuz kapalı tip kervansaraylara örnek teÅŸkil etmektedir. Taçkapı doÄŸu duvarının ortasındadır ve cepheden öne, çatı seviyesinden yukarı taÅŸkın yapılması sebebiyle âbidevî bir görünüm sergilemektedir. Kademeli silmelerle çerçevelenen giriÅŸ basık kemerlidir ve yuvarlak kemerli derin bir niÅŸ içine alınmıştır. Kapının yanlarında kemerlere destek veriyormuÅŸ izlenimi bırakan yüksek kaideli ve bezemesiz baÅŸlıklı iki ince sütun bulunmaktadır; mihrabiyeler çeyrek kubbe ÅŸeklinde kavsaralara sahiptir.
Yapının içi, her sırada dörder adet olmak üzere dört sıra paye ile kapıya dik gelecek ÅŸekilde uzunluÄŸuna beÅŸ sahna ayrılmıştır. Orta sahnı boylamasına kaburgalı bir beÅŸik tonoz, diÄŸerlerini ise enlemesine düz beÅŸik tonozlar örtmektedir. GiriÅŸ ekseni üzerindeki sahnın ortasına rastlayan kare mekânın üzerine pandantiflerle geçiÅŸi saÄŸlanan yüksek kasnaklı küçük bir kubbe, onun üzerine de dış örtü olarak basık sekizgen piramit ÅŸeklinde kurÅŸunlu bir külah oturtulmuÅŸ ve kasnağının dış yüzü çift renkli taÅŸlarla kaplanıp her kenarına birer mazgal açılmıştır. Binanın kuzey ve güney yan duvarlarında da içeriye ışığın girdiÄŸi dörder mazgal bulunmaktadır. 1.30 m. kalınlığındaki duvarlar yukarı taÅŸkın ağır payandalarla desteklenmiÅŸ olup yapıya bir kale görünümü vermektedir. Az miktarda devÅŸirme malzemenin kullanıldığı duvarların iç ve dış yüzleri düzgün kesilmiÅŸ beyaz Gödene taşı. Kırmızımsı Sille taşı ve açık mavimsi taÅŸlarla örülmüÅŸ, aralara harçla pekiÅŸtirilmiÅŸ moloz dolgu yapılmıştır.
Hanın, taçkapısındaki zarif sütunçeler ve kavsara tonozunu baÄŸlayan kuÅŸatma kemerinin köÅŸeliklerindeki gülbezekler dışında süslemesi yoktur. Mihrabiye Kavsaralan İle gülbezeklerin İşlemeleri tamamlanmamış gibidir. Bu durum diÄŸer bazı süslemelerin de tasarlandığını, fakat yapılmasının boÅŸ bırakılan kitabenin yazılması gibi gerçekleÅŸtirilemediÄŸini düÅŸündürmektedir; aynı durumu avlu için de söylemek mümkündür. Yapının içinde paye, kemer ve duvarların deÄŸiÅŸik yerlerine kazınmış çeÅŸitli taÅŸçı iÅŸaretlerine rastlanır.
|
Fihrist
Kayıt Ekleyen / Eklenme Tarihi
Sümeyye Abaci / 22.03.2016