Turgut Reis Külliyesi
Trablusgarp’ta XVI. yüzyılın ikinci yarısında inÅŸa edilen cami ve türbe.
Ünlü Türk denizcisi Turgut Reis tarafından yaptırılmıştır. Cami, türbe ve hamamdan oluÅŸan bu külliyeye daha sonra iki türbe ilâve edilmiÅŸtir. 12 Åžâban 958 (15 AÄŸustos 1551) tarihinde, Malta ÅŸövalyelerinin elinde bulunan Trablusgarp’ı fetheden Turgut Reis 1556-1565 yılları arasında burada beylerbeyi sıfatıyla görev yapmıştır. Malta kuÅŸatması sırasında 24 Zilkade 972’de (23 Haziran 1565) Saint John ÅŸövalyelerine karşı Saint Elmo Kalesi’ne gerçekleÅŸtirilen bir saldırıda ÅŸehid düÅŸen Turgut Reis’in naaşı Trablusgarp’a getirilerek yaptırdığı külliyeye defnedilmiÅŸtir.
Turgut Reis, Trablusgarp’ın kuzeyine hâkim bir tepe üzerinde önce bir kale inÅŸa ettirmiÅŸ, daha önce 1510 yılında tahrip edilen büyük caminin kalıntılarının üzerine de Turgut Reis Sarayı diye anılan kendi sarayını yaptırmıştır. Burada ÅŸövalyelerin inÅŸa ettirdiÄŸi bir ÅŸapelin üstüne yapılan caminin kitâbesinden binanın 958 (1551) yılında inÅŸa edildikten sonra 1013’te (1604) Ali Bey tarafından yeniden ihya edildiÄŸi anlaşılmaktadır. Cami planı itibariyle tabhâneli / zâviyeli Osmanlı camilerine benzerliÄŸiyle dikkati çekmekte olup bölgenin çini mozaik ve ahÅŸap iÅŸçiliÄŸinin en güzel uygulamalarını bünyesinde barındırmıştır.
II. Dünya Savaşı’nda İngiliz savaÅŸ gemilerinin attığı bombalarla caminin harim kısmı ile minaresi hasar görmüÅŸ, savaÅŸtan sonra Trablusgarp Vakıflar İdaresi tarafından betonarme direkler üzerine oldukça basit ÅŸekilde yapılan eklemelerle binanın eski görünümü bozulmuÅŸtur. Bu çalışmalar sırasında binaya geniÅŸ bir orta avlu eklenmiÅŸ, dükkân, helâ, gusülhâne ve hizmet odası gibi birimler ilâve edilmiÅŸtir. Hasar gören minarenin petek ve külâh kısmı eskisine göre daha kısa biçimde tamamlanmıştır. Camide 1960’ta Türkiye Cumhuriyeti Vakıflar Umum MüdürlüÄŸü bir tamir yaptırmış, son olarak 2009 yılında iki Türk firması tarafından Turgut Reis Türbesi’nin restorasyon çalışması gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Kaleiçi semtinde Seydi Turgut caddesi kenarında Türk Çarşısı ile Bâbülbahr arasında yer alan cami ve türbeler limana hâkim bir konumdadır. Caminin yan sokaÄŸa bakan asıl giriÅŸ kısmı tamamen yeniden yapılmıştır. MaÄŸrib üslûbunda söve ve kemerli kapısıyla, at nalı kemer ve Roma tarzı baÅŸlıklarıyla yapı zevksiz bir hüviyete sahiptir. Seydi Turgut caddesinin köÅŸesine rastlayan bu kapı dış duvar cephesinden biraz geriye alınmıştır.
Cami, bombardımandan sonra yapılan merkezî kısmıyla beraber iki ayrı tekniÄŸe ve ÅŸekle sahip olmuÅŸtur. Betonarme merkezî kısım üslûpsuz ve çirkin bir yapıdır. Uzun, iri ve dairevî on iki adet betonarme sütun üzerine oturtulan kemerlerin taşıdığı yirmi kubbe nisbetsiz ve sakil görünüÅŸlüdür. Binanın eskiden kalan kısımları daha alçak ikiÅŸer sütuna ve ayaÄŸa (Roma harabelerinden getirilmiÅŸ mimari parçalardan kompozit ve toskan üslûbundaki baÅŸlıklar ve trakit sütunlar) dayanmakta, kemer ve kubbelerle çok mütevazi bir etki oluÅŸturmaktadır. Burada yer alan ve basit tromplarla geçiÅŸleri saÄŸlanan kubbeler altışardan on iki adet olup elips biçimindedir. Kubbelerin derinliÄŸi, kasnak kı-sımları, kemer kavisleri, sütunların boyları savaşın ardından yapılan merkezî kısma nazaran daha iddiasız, fakat oldukça ölçülüdür. Caminin mihrabı ve minberi gayet acemice yapılmıştır. Müezzin mahfeli ve kürsü vazifesini gören maksûre ahÅŸaptır ve iki ayak arasına yerleÅŸtirilmiÅŸtir. Caminin duvarları, kemerleri ve kubbeleri sıvalı olup kubbe göbekleri basit, kabartma tezyinatla süslüdür. Son döneme ait kûfî yazılı çini plakalarla cami cepheleri acemice süslenmiÅŸtir. Cami duvarından oldukça uzak mesafede caddeden avluya girilen kapının yanında yer alan minare kare kaide üzerinde silindirik gövdelidir. Altmış üç basamaklı bir merdivenle çıkılan minarenin masif ÅŸerefe üzerinde yükselen kısa peteÄŸi üstünde yeÅŸil renkli ahÅŸap basık külâh ve alem vardır. Caminin son cemaat yerindeki kapısı üzerinde iki kitâbe görülmektedir. 1013 (1604) tarihli dört satırlık tamir kitâbesi Türkçe olup İstanbul âbidelerindeki tarihleriyle tanınan “Hâtif” mahlaslı ÅŸaire aittir. 1366 (1946-47) tarihli on satırlık Arapça kitâbe ise mütevelli Mahmud Bey tarafından Neccâr Cemîl Kadı’nın ve mutemet Ali Efendi’nin denetimi altında tamir yaptırıldığını belirtmek-tedir.
Turgut Reis Türbesi. Caminin kıble duvarına bitiÅŸik olan yapı kare planlıdır ve üzeri pandantiflerle geçiÅŸi saÄŸlanan kubbe ile örtülüdür. Türbenin kuzeyinde kuzey-güney istikametinde dikdörtgen planlı bir avlu vardır. Avluya kuzey yönünde önü iki taraftan merdivenli bir sahanlıkla ulaşılan, üstü kubbeli ve yanları tonozlu bir mekândan geçilerek ulaşılır. Bu kapı geçidinin iki yanında ve avluda kabirler bulunmaktadır. Kuzeyde cephesi iki kemerli ve üstü tonozla örtülü revak düzeninden sonra yer alan türbe kapısı bina aksına göre olmayıp cephenin sağındadır. Türbenin revak kısmında antik harabelerden getirilmiÅŸ kompozit bir baÅŸlıkla kaba ve kısa bir sütun, üzerinde yuvarlak kemerler gö-rülmektedir. XIX. yüzyılda tamir edilen türbe kapısı söveleri ve eÅŸiÄŸi empire üslûbunun tesiriyle bozulmuÅŸtur. Cami ile türbe arasına açılan bir pencere dua ve hâcet penceresi vazifesini görmektedir. Kapının yanındaki pencere ön avluya, karşısındaki güneydeki dış avluya açılır. DoÄŸuda yer alan pencere bitiÅŸikteki Mehmed PaÅŸa Türbesi’ne baÄŸlanan bir kapı durumundadır. Yapının içerisinde on adet kabir vardır. Kubbeyi taşıyan kemerler yuvarlaktır. Mehmed PaÅŸa Türbesi. Turgut Reis Türbesi’nin doÄŸusunda yapıya bitiÅŸik olup kubbeli ve kareye yakın plandadır. Güney yönünde çarpık bir bölümle mekânı geniÅŸlemiÅŸtir. İçinde on beÅŸ adet mezar vardır. Kuzey yönünde yer alan avlu kapısı üzerinde 1057 (1647) tarihli mermer kitâbe görülür; Mehmed PaÅŸa’nın kabri de aynı tarihi taşır. Ahmed PaÅŸa Türbesi. Caminin kuzey duvarına bitiÅŸik inÅŸa edilen türbe kare planlı ve tek kubbeli bir yapıdır. İçinde dört kabir ve köÅŸelere konulmuÅŸ iki adet ÅŸâhide mevcuttur. Ahmed PaÅŸa’nın kabir taşı kitâbesizdir. Caminin kuzeyinden bir kapı ile ulaşılan türbeden kuzey yönündeki küçük hazîreye geçilmektedir. Sakal-ı Åžerif Odası. Caminin kuzeyinde camiye ve Ahmed PaÅŸa Türbesi’ne bitiÅŸik konumda kare planlı, kubbeli bir mekândır; camiye bir kapı ile baÄŸlanmaktadır.
Hamam. XVI. yüzyıla tarihlenen hamam Trablusgarp’ın ilk hamamıdır ve günümüzde de hizmet vermektedir. Hamam esSûr Vakfı’ndan olup klasik üslûpta yapılmıştır. Üstü tonozlu dikdörtgen bir mekândan sonra kubbeli ve kare planlı soyunmalığa, tonoz örtülü dikdörtgen planlı bir ılıklıktan kubbeli sıcaklık kısmına geçilir. Sıcaklıkta beÅŸ halvet hücresi vardır. Hamamın soÄŸukluk kısmının ortasındaki fıskıyeli havuzun fıskıye kısmının kaba çiçek süslemeleri Lâle Devri üslûbunu andırmaktadır. Turgut Reis Külliyesi’nde yapılar her ne kadar birçok özellikleriyle yerel unsurlar taşısa da plan ve kitle yönünden Osmanlı mimarisinin genel özelliklerine sahiptir.