Ohri Tekke Camii Ve Külliyesi
Ohri’de Osmanlı dönemine ait cami, tekke ve türbe.
Makedonya’nın Ohri ÅŸehrinde İskenderbey mahallesinde AliaÄŸazâde Zeynelâbidin PaÅŸa tarafından inÅŸa ettirilen imaret içerisinde bugün sadece cami, bitiÅŸiÄŸindeki tekke, tekkeye ait türbe ve türbenin kuzey cephesine bitiÅŸik yedigen bir ÅŸadırvan yapısı bulunmaktadır. Külliyeye ait medrese ve imaret günümüzde mevcut deÄŸildir. Bugün faaliyetini hâlâ sürdüren Tekke Camii aslında bir Halvetî tekkesidir (Eyice, sy. 6 [1965], s. 141). 1133 (1721) ve 1198 (1784) yıllarında kaydedilmiÅŸ Evkaf kuyûd-ı kadîmesinin ayrı ayrı defterlerinde AliaÄŸazâde Zeynelâbidin PaÅŸa’ya ait iki vakfiye mevcuttur. Bunlardan birinde bâni bey, diÄŸerinde paÅŸa diye geçmektedir (Ayverdi, Avrupa'da Osmanlı Mimarî Eserleri III, s. 142). Belki de bu sebeple buraya Zeynelâbidin Tekkesi adı da verilmektedir. Ayrıca kurulduÄŸu dönemde Âsitâne-i Hayâtiyye ismiyle zikredilmektedir (Cehajic, s. 113-114).
Halvetî tekkesinin semâhâne / mescidi içten 7,95 x 7,90 m. ölçülerinde kare planlı bir yapıdır. Bu caminin duvarları ve minare XVII. yüzyıl sonundan kalmıştır. Beden duvarlarında alt sıra pencerelerin sivri kemerli alınlık altında dikdörtgen açıklıklı, üst sıra pencereleri ise sivri kemerli açıklıklı olduÄŸu anlaşılmaktadır. XIX. yüzyılda empire üslûbunda yeniden ele alınan camide dikdörtgen açıklıklı pencerelere sahip cemaat yeri önünde yuvarlak kemerli açıklıklı merdiven sahanlığı mevcuttur. Caminin harim kısmı namaz dışında tekkenin semâhânesi olarak kullanılmaktadır. Yapının iç tezyinatı tamamen yenidir. Son cemaat yeriyle birlikte dikdörtgen biçiminde bir planı olan yapı sakıflı mescidler tipinde yapılmış, üstü kiremit kaplı ahÅŸap bir çatı ile örtülmüÅŸtür (Eyice, sy. 6 [1965], s. 141). Caminin mihrabının eski haliyle dört sıra stalaktitli olduÄŸu bilinmektedir; ancak çeÅŸitli dönemlerdeki tamirler esnasında üstleri sıvanmıştır. Küçük ve basit bir minbere sahip caminin ahÅŸap tavanı kasetli ÅŸekilde yapılmıştır ve oldukça sadedir. İki ahÅŸap direk üstüne oturan mahfil de çok sade olup mahfili taşıyan direkler üstte tavanı desteklemektedir. Camide altta sekiz, üstte altı adet pencere mevcuttur. Cami duvarları ve pencereleriyle ilgili son tamirat neticesinde aslî ÅŸeklinin kaybolduÄŸu gözlenmektedir (Ayverdi, Avrupa'da Osmanlı Mimarî Eserleri III, s. 144), Caminin batı cephesinde yer alan minareye harimin mahfil kısmından geçilmektedir. Minare kaidesi ve küpü kaba yontma taÅŸtandır ve küpün bir kısmı gövde ile beraber sıvalıdır. Åžerefede üst simidin altında çift bilezik, dört sıra testere diÅŸi stalaktit benzeri sarkıtlar vardır. Kesme taÅŸ minare klasik üslûba uygundur.
Camiye kuzeydoÄŸu yönünden bitiÅŸik olarak inÅŸa edilen Zeynelâbidin Tekkesi iki katlı olup alt katında kışlık kahve ocağı ve misafir odası ÅŸeklinde kullanılan mekânlar, üst katında yazlık kahve ocağı bulunmaktadır. Alt kattaki kışlık kahve ocağı bir kapı ve bir pencere ile camiye baÄŸlanmaktadır. Tekke ile cami birbirinden ayrı yapılarmış gibi görünüyorsa da temelleri birlikte inÅŸa edilmiÅŸtir. Son cemaat yerinden bir merdivenle çıkılan sahanlıkta abdest alma yerleri vardır. Tekke Halvetiyye’den Ramazâniyye tarikatının Hayâtiyye koluna aittir. Tekkenin kurucusu Buharalı Pîr Mehmed Hayâtî önce Edirne’ye gelip Åžeyh Hasan Sezâî’nin yanında bir süre bulunduktan sanra Serez Halvetî Tekkesi’nde Åžeyh Hüseyin Åžîrâzî’nin yanında kalmış ve yüzyıl ortalarında hilâfet icâzeti alarak önce Kırçova’ya (Makedonya), oradan Ohri’ye tekke kurmaya gelmiÅŸtir (krÅŸ. Palikruseva Tomovski, s. 205; Cehajic, s. 113). Bölgedeki ÅŸehir ve kasabalarda Halvetî tekkelerinin kurulmasını saÄŸlayan Pîr Mehmed birçok tarikat ÅŸeyhine icâzet vermiÅŸtir. Pîr Mehmed Hayâtî’nin ardından dokuz ÅŸeyh burada görev yapmış ve 1990’larda vefat eden son ÅŸeyh Abdülkadrî’den sonra tekkenin ÅŸeyhliÄŸi boÅŸ kalmıştır (ayrıca bk. RAMAZÂNİYYE). Cadde üzerindeki tekkenin avlu giriÅŸ kapısında üzerinde son yıllarda konulmuÅŸ “Pîr Muhammed Mehmed Hayâtî Halvetî Dergâhı ve Türbesi 1720” ibaresi yazılı bir levha bulunmaktadır.
Caminin kuzeydoÄŸu cephesi önünde yer alan türbe iki bölümden oluÅŸmaktadır. Kare planlı, üzeri içten kubbe ile, dıştan sekizgen çatı ile örtülü mekânda dört kabir, dikdörtgen planlı, üzeri meyilli çatı ile örtülü giriÅŸ mekânında ise dokuz kabir bulunmaktadır. Türbede Pîr Mehmed Hayâtî ile beraber üç tekke ÅŸeyhi, giriÅŸ dehlizinde sekiz sandukada tekkenin diÄŸer ÅŸeyhleri defnedilmiÅŸtir. Ayrıca giriÅŸte kime ait olduÄŸu bilinmeyen bir sanduka, türbenin içerisinde çok yıpranmış bir sancak bulunmaktadır. Türbenin kuzey köÅŸesine bitiÅŸik bir ÅŸadırvan mevcuttur. Åžadırvanın türbeyle birleÅŸtiÄŸi doÄŸu köÅŸesinde giriÅŸ kapısı yer almaktadır. Dışa taÅŸkın beÅŸ cepheli ÅŸadırvanın her cephesinde basık kemerli ikiÅŸer pencere vardır. Içten kubbe, dıştan meyilli piramidal çatı ile örtülüdür. Åžadırvanın iç kısmında günümüzde mermerden bir fıskıye tesbit edilmiÅŸtir. Ancak ÅŸadırvanın içi tamamen tekkeye ait eÅŸya ile doludur ve ciddi bir tamire ihtiyacı vardır. Tekkenin avlusunda geniÅŸ bir hazîre bulunmaktadır. Hazîrede mevcut kabirler ve mezar taÅŸları arasında üçü Ohri sancağı kaymakamı Åžerif Ahmed Bey ile (ö. 1853) Hacı Emin AÄŸa’ya (ö. 1906) ve Müteveffiye Hanım’a (ö. 1904) aittir. Tekke Camii, Ohri’nin Tarihî Eserleri Koruma Müessesesi’nin muhafazası altında olmasına raÄŸmen büyük ihtimalle cami cemaati tarafından yapılan tamirat yüzünden günden güne özgünlüÄŸünü yitirmektedir.