|
Makale Yazarına ait | Kitaplar | E-Kitaplar | Makaleler | Hakkındaki Makaleler |
Yazara ait kitaplar | |||||||||||
|
Yazara ait e-kitaplar | ||||||||
|
Yazar Hakkındaki Tanıtım Makaleleri | |||||
|
Fetva Detayı |
Soru: Hocam yüz bakımı yapmak caiz mi? el Cevab: Kalıcı makyaj yaptırmanın hükmünü açıklarken yeterli bilgi verilmişti.
Yüz bakımından kasıt erkeklerin kuaförde bugünkü anlamda saç, sakal, kaş, ten vs traş ve bakımı yaptırmalarıysa bunların her birinin İslam fıkhındaki ölçüleri bellidir. Sakal kesilmesi, saçların gayrimüslimlere benzeyecek şekilde traş edilmesi, kaşların aldırılması fıtratın bozulmasıdır ve haramlıkla tahrimen mekruhluk arasında hükümleri vardır. Temizlik, fıtratın korunması, peygamberimizin bedenle alakalı örnekliğine hassasiyet gösterilmesi beden ve yüz bakımının meşru çerçevesini oluşturur. Su geçirmeyen makyaj malzemesi kullanarak güzelleşmek arzusuna dikkatinizi çekerim öncelikle... -Süslenmek helaldir. Sağlığa zararlı olmayan ve İslami edeplere ve fıkıh ilminde öğrendiğimiz kurallara uyan süslenme de bir beis yoktur. -Kadınlar namaz kılmadıkları zamanlarda bu tür malzemeleri kullansalar caizdir. Namaz kıldıklarında da abdest almaları gerekince bu makyajı izale etmeleri şartıyla caiz olur. Namazı kaçırırsanız günahkar olursunuz. Mülahaza: Mehmet Enis Taş Soru: Hocam yüzdeki kılların alınmaması gerektiği konusundaki hadisler var. Bu nasıl olacak? el Cevab: Kadının yüzünde oluşan tüyleri kendisine sıkıntı verecek duruma geldiyse yada eşi için sıkıntı oluşturuyorsa alması caizdir. Bu konu Hz. Aişe (ra)a sorulduğunda sana eza veren tüyleri temizle cevabını vermiştir.[1] عَنِ امْرَأَةِ ابْنِ أَبِي الصَّقْرِ : أَنَّهَا كَانَتْ عِنْدَ عَائِشَةَ فَسَأَلَتْهَا امْرَأَةٌ ؟ فَقَالَتْ : يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ ، إِنَّ فِي وَجْهِي شَعَرَاتٌ أَفَأَنْتِفُهُنَّ أَتَزَيَّنُ بِذَلِكَ لِزَوْجِي ؟ فَقَالَتْ عَائِشَةُ : " أَمِيطِي عَنْكِ الأَذَى ، وَتَصَنَّعِي لِزَوْجِكِ كَمَا تَصَنَّعِينَ لِلزِّيَارَةِ ، وَإِذَا أَمَرَكِ فَلْتُطِيعِيهِ ، وَإِذَا أَقْسَمَ عَلَيْكِ فَأَبِرِّيهِ ، وَلا تَأْذَنِي فِي بَيْتِهِ لِمَنْ يَكْرَهُ " .
Konuya bu yönüyle değinen fukaha efendimizin lanet sebebi olarak uyardığı tüy alma ve aldırmayı, ''kaşların güzellik için aldırılması '' olarak manalandırmışlardır. Bkz.[2] Bu çerçevede yüz dışındaki vücut bölümlerindeki tüylerin de kadınların süslenmesi babında temizlenmesi de caiz olur. Erkeklerin müneffir ve hareketlerini engelleyici duruma ulaşmaması durumunda vücutlarında ki tüyleri güzel görünmek için temizlemeleri caiz değildir. Kasık koltukaltı gibi bölgelerde oluşan tüylerin alınması ise fıtrattandır ve emredilmiştir. Netice olarak; Güzellik için özellikle kaşların aldırılması, yay ya da hilal şekli verilmesi, kısaltılması suretiyle ve etraflarının alınması suretiyle şekillendirilmeleri ittifakla haramdır. Ve lanet sebebi olarak hadiste nitelenmiştir. Hadisteki ''النمص= النامصة'' kelimelerine tüy aldırma manası verenler bütün yüz ve vücuttaki tüylere de bunu uygulamışlardır. Hadisteki bu kelimeye kaş tüylerinin aldırılması manası verenler, sadece kaşlarda ve kaşın mahallinde güzellik için yapılan tüy yok etme eylemini haram ve lanet sebebi saymışlardır. Kaşların arasının kaştan olmaması esasına göre davrananlar, kaşların arasının ayrılmasına cevaz vermişlerdir. Yine hadiste geçen yasak ''güzellik için kaşların tüylerinin alınmasıdır'' diyenler yüzde veya göğüste ya da vücudun diğer yerlerindeki tüylerin alınmasında kadınların güzellik ve beğenilmesi gereklerinden olduğundan bir beis olmadığını söylemişlerdir. Hadiste geçen yasaklama, Allah’ın yarattığını beğenmeyip; güzellik için kaş tüylerinin alınması mıdır yoksa yüz tüylerinin alınması da dahil güzel görünmeye çalışmak mıdır diye sorduğumuzda verdiğimiz cevap, kadının eşine güzel görünmesi için süslenmesinin gerekliliği dini değerini ve Hz. Aişe’ye sorulan yüzümdeki tüyleri alabilir miyim sorusuna sana eza verenleri alabilirsin sözünü dikkate aldığımızda hadiste yasaklanan tüy aldırmanın kaş tüylerinin kısaltılması ve şekillendirilerek etraflarının alınmasına ait olduğuna kanat oluşuyor. İmam en Nevevi’nin de bu manaya açıkça işaret etmiş olduğu dikkate değerdir. [1] İbn Ebi Şeybe, el Musannef h no: 4961 [2] İmam en Nevevi, Şerh Sahih Müslim XIV. 269 |